Amerikan sinemasında beğenerek izlediğimiz vampir filmlerindeki ‘vampirler’, aslında biz Türklerden çok farklılar. Bizim Edward’ımız Drakula’mız nasıl olurdu acaba? Aşkı nasıl yaşar, kanı nasıl içerdik? Haç bizim üzerimizde etkili olur muydu? Sarmısak da neymiş; çok kan içtikten sonra her gün bir tane sarımsak iyi gelir bir kere mideye. Gümüş kazık mı? Altını pırlantalısı yok mu bunun?
Sarımsağa karşı dayanıklı tek vampir türü ‘Türk vampirler’ olurdu
Özellikle mantıyı sarımsaklı yoğurtla yemeyi seven Kayserili vampirlere vampir avcılarının sarımsak silahları hiç işlemezdi.
“Kan dediğin nedir gülüm ben senin için vampir olmayı göze almışım!” statüleri, Facebook’ta sıkça paylaşılırdı
Ama ne olursa olsun ‘Türk vampiri’ vefalı olurdu
Kanını emdiği insandan helallik isterdi; kanı emdikten sonra oluşan yaraya kolonyalı pamuk bastırırdı.
Mahalleli durur mu…
Türk Vampirler fukaranın, garibanın kanını emmezlerdi
Zaten kanlarını emen çok var bu zavallıların, bir de biz dokunmayalım derlerdi.
Türk vampirler, kanı ince belli bardakta içerlerdi
Halı saha maçları, baklavasına değil; 7 ünite kanına yapılırdı
Tabi, hepsi de gece oynanırdı bu maçların.
Kana ekmek doğramak deyimi gerçeğe dönüşürdü…
Günah olduğu için kanın bir damlası bile ziyan edilmezdi
Memleket çakma Edward’larla dolardı
Alacakaranlık filmlerinden etkilenen gençler, kızları etkilemek için Edward tarzına bürünürlerdi. Ergen vampirler arasında Edward modası başlardı.
Gece sokaklarda gezip insan avlamak zor gelirdi
Üşengeç vampirler kan bankası soyup ömür boyu idare etmenin yolunu ararlardı.
Haç işaretinin Türk Vampirler üzerinde etkisi olmazdı
Yabancı filmlerde vampirleri öldürdüğünü gördüğümüz haç işareti bizim vampirlere anlamsız gelirdi. Türk vampir avcılarının cevşen ya da tesbih kullanmaları gerekirdi.
Ramazan ayı, vampirler için sıkıntılı geçerdi
Vampirler orucu gündüz uykuya tutturdukları için vicdan azabı çekerlerdi. İftar vakti hava hala aydınlıksa oruçlarını açmak için biraz daha beklemek zorunda kalırlardı.
Dişi vampirler kesinlikle kezban olurlardı
Kendilerini gümüş kazıklar öldürmeye gelen avcılara ucuzcu muamelesi yapıp “Iyyy, gümüş mü o? İnsan altın ya da pırlanta bir şey getirir” derlerdi.
