Reklamcılık demek bu zor ve çetin ekosistemde hayatta kalmak için kendi yöntemlerini geliştirmek zorunda kalmak demek. Yoksa kurtlar sofrasında kurda yem olmak içten bile değil.
Özellikle ajansta çalışan reklamcılar ofisin çaycısından ajans başkanına kadar herkesin farkında olduğu ama yine de yapmaktan çekinmediği bazı (kötü!) alışkanlıklara sahipler. Ama dedik ya, burası Sörvayvır buradan başka türlü çıkış yok!
Bakınız şöyle…
1. Diğer ajanslarla görüştüğü anlaşılmasın diye her Cuma’ya doktor randevusu izni alma
2. Ertesi gün gönderebileceği e-postayı geceyarısından sonra gönderip gece-gündüz çalışıyorum izlenimi yaratma
3. E tabii bu sırada BCC’ye patronu da ekleme
4. Mesaiye kaldığında eve otobüs, metro, metrobüsle dönse de muhasebeye taksi fişlerini döşeme
5. Haydi taksiyle döndü diyelim taksi fişine ödediğinin iki katını yazdırma
6. Müşteri toplantılarını bilerek akşamüstüne “set etme” ki oradan eve kaçılabilsin değil mi ama?
7. Toplantı var diye sabahtan ortadan kaybolup öğle yemeği, akşamüstü kahvesi, akşam yemeğini halledip bir de üstüne alışveriş yapıp çok yoruldum diye ofise dönme
