HİNT MUTFAĞI – KUZU BİRYANİ – INDIAN LAMB BIRYANI

TAYVAN TAİPEİ’DE BİR GÜN NASIL GEÇER- SOKAKLARIN TEMİZLİĞİ GÖRÜLMEYE DEĞER

(Pekin) Çin’de Yaşamak, Minik Çinliler Türkiye tanıtımında Halay Çekiyor, Ufkum ile VLOG

ÇİNDE İNANILMAZ BİR GÜN VLOG HAYRED-ÇİN YEMEKLERİ VE GECE HAYATI

Az Kişinin Bildiği 16 Muhteşem Dizi

ORTAYA KARIŞIK Nisan 5, 2016
567

Bilenler bilmeyenlere anlatsın, önümüz kış kimse dizisiz kalmasın diyerek başladığımız derlememizi Game Of Thrones ile açıyoruz, dermişiz…

GOT kadar bilindik olmasa da kuşkusuz dizilerin bir kısmı belki de hepsi birçoğunuz tarafından izlenmiş olabilir. Olsun, biz amme hizmetimizi yerine getirelim. Bu arada bizim listeye eklemeyi unuttuğumuz, belki de bilmediğimiz, izlemediğimiz hazineler varsa lütfen yorumlarınızda eklemekten kaçınmayınız. İşte az kişinin bildiği muhteşem diziler dendiğinde bizlerin aklına gelenler.

Bron / Broen / The Bridge

The-Bridge- broen en iyi diziler
İçinde en fazla bir insansız hava aracı kadar insan barındıran Saga (hastasıyız) ve eski usül takılan Martin adlı dedektiflerin kuzeyin o soğuk, sade ve gerçekçi atmosferinde geçen hikayelerini izliyoruz. Dizi derdini o kadar yalın ve içten anlatıyor ki, günlük hayatın içinden çıkıp gelen bu iki kahraman ile hemen ilk bölümlerde kanka gibi hissetmeye başlıyoruz. Martin’e tavla öğretesimiz, rakıya çağırasımız geliyor. Saga’ya da güzellikler yapasımız var ama ona nasıl davranacağımızı bilemedik. Şimdi yalan yok. Daha önce görmediğimiz enteresanlıkta bir kadın Saga. Polislerimizden Martin Danimarkalı, Saga ise İsveçli. İlk sezondan itibaren iki ülkenin coğrafi sınırında kesişen soluk kesen hikaye, iki kültürün ortaklık ve farklılıklarıyla renkleniyor. Polisiye sevenler, kuzey sevdalıları ve kara komedi meraklıları kaçırmasın.

Forbrydelsen


Önce Forbrydelsen vardı. Yani Broen’e gelmeden önce. Sonradan The Killing olarak okyanusun ötesine uyarlandı ama havası farklı suyu farklı, orjinaliyle aynı tadı vermedi. Tüm dünyada artık kuzey polisiye takıntısı olarak bilinen türün en sıkı temsilcilerinden olan dizinin sırrı basit, Broen’de olduğu gibi yine gerçekçilik. İnsanı her an avucunun içinde tutan senaryoda, bazen o avuç yavaş yavaş kapanarak daralıyor, bazen izleyeni bir elden diğerine atıyor, arada duvara fırlatıp yeniden tutuyor.

Bir dizinin başarısı onu takip etmenizdedir ya hani, adı üstünde dizi, devamı var, işte o takip halini sizi içi boş dakikalarla kandırmadan, dramatik anlar kasacağım derken baymadan yapan bir dizi Forbrydelsen. Bugüne kadar televizyonda yüzlerce cinayet ve suç teması izledik bunun farkı nedir acaba diyenleri acilen Forbrydelsen’in sırları peşine düşmeye davet ediyoruz.

Riget – Kingdom – Krallık

Kingdom riget en iyi diziler
Evvel zaman içinde kalbur saman içinde bugünden bakınca iki asır gerideymiş gibi kalan 1994 yılında, henüz Facebook, Twitter, Spotify hatta Youtube yokken bir dizi geldi memlekete. Önce festivalde salona doluşuldu. Neredeyse 10 saati bulan macera başlayacaktı. Dizi dörder bölüm x2 olarak mini bir seri olarak ardı ardına film festivalinde gösterilecekti. O gece film bitip Beyoğlu’na dağılan insanlar uzun süre kendilerine gelemediler. Önce Forbrydelsen vardı demiştik ya hani, Trier duymasın bizi hastanenin koridorlarına zincirler.

Lars von Trier’in sinemaya dair yarattığı dilin en çarpıcı örneğiydi Kingdom. Bir hastanede sıkışıp kalmış korkunç sırrın peşinde, Trier’in insanı deliliğin eşiğine getiren atmosferiyle mücadele ediyorduk. Bugün Stig Helmer ismini duyduğumuzda hâlâ hafiften nefesimiz daralır.

Hastanenin hantal asansörleri, alüminyum sedye ayakları, kahverengi koridorlar ve her bölümün sonunda bizzat boy göstererek iyilik ve kötülüğün mücadelesini bize bir öğretmen gibi hatırlatır Trier.

Kingdom, geçtiğimiz günlerde kapanarak bir çok gencin tarihinde hüzünlü anlar bırakan o dönemin Kanal E, sonradan Cnbc-e’sinde yayınlanırdı. Daha önce Danca bir diziye tanık olmamış izleyici bir de bu dilin mitsel tınlayışıyla gerilirdi. Belki bugünden bulup izlemesi pek kolay olmayacaktır ama her dizi meraklısı biraz sabır göstermeli ve bu klasiği mutlaka sonuna kadar izlemeli.

Karanlıkta Koşanlar

karanlikta kosanlar en iyi diziler
Uğur Yücel, Köksal Engür, Haluk Bilginer, Devin Özgür Çınar, Naz Erayda hatta Yiğit Özşener, Ahmet Ümit’in hikayesiyle TRT ekranlarında buluşmuşlardı. TRT o dönemler hâlâ “farklı” işler yapılabilen, kısmen de olsa özgün içeriklere kapısını açan yapısını koruyordu. Karanlıkta Koşanlar da güçlü oyuncu kadrosu, kurgusu ve sürükleyici senaryosuyla bir yerli yapımdan beklentileri ziyadesiyle karşılıyordu, hem de bugünkü gibi sağa sola milyonlar saçarak, hamaset yaparak değil, derli toplu temiz işlerle. Dizinin bölümleri toplu halde Youtube’de bulunabiliyor ve hâlâ aynı tadı veriyor. Hafif nostalji soslu bir polisiye için harika seçenek. Hem altyazıyla falan da uğraşmazsınız.

Boş Gezen ve Kalfası

bosgezen en iyi diziler
Ferhan Şensoy, Suna Pekuysal, Rasim Öztekin aynı karede. Tabii ki Türk tiyatrosunun en özgün kalemi, en sivri ve benzersiz kafası Ferhan Şensoy’un kalemiyle. Tam yeme de yanında yat bir işti Boş gezen ve Kalfası. Henüz özel kanallar Ferhan abimizi delirtmemiş, Ferhan abimiz de kanallara postayı koymamıştı. Diyaloglara kendini kaptırdığında akıp gider, Şensoy’un yazdıklarını anlamaya başlama eşiğini atladığımızda keyfe keyif katardı.

Black Books


Hayattan ve geri kalan her şeyden bezmiş kitapçı Bernard hiçliğe başkanlık sistemi getirmiş ve edebi başkan olarak kendini atamıştır. İngilizlerin dünyaya kattıkları az sayıda saygı duyulası şey olan mizah anlayışlarının nadide örneğinden olan Black Books 3 sezon boyunca bitmesin diye severek, okşayarak izlediğimiz bir diziydi. Havasız ve pis kitapçıya kapı aralığından giren bir sineğin içeride bir tur attıktan sonra dayanamayarak kapıyı çekerek çıkması gibi fantastik sahneleri vardı. Hâlâ izlemeyen varsa mutlaka tez zamanda bulup buluşturup izlemeli.

Coupling

Coupling en iyi diziler
Ansızın her yerde meme görebilen Jeff, etkileyici Susan, ortamın esas adamı Steve, çatlak Jane ve takıntılı Sally… Keşke aranızda olsaydık da birlikte takılsaydık ortamı yaratan Coupling arkadaş ortamı komedilerine capcanlı bir renk getirmişti. Bu rengin baş kahramanı tabii ki dokunduğu her işi farklılaştırmayı bilen arka plandaki isim Steven Moffat’tı. İlişkiler hakkında daha önce bir komedi dizisinde söylenmeyen, gösterilmeyen ayrıntıları çat diye ortaya koyan yapım, bugün izlendiğinde keyif vermeye devam ediyor. Amerikan versiyonundan uzak durunuz.

Skins


Başka sözümüz yok. İzleyin bitirin. Ya da var. Eğitim sistemimiz liseden itibaren Skins’ten ibaret olsun. Nasılsa bir şey öğrenildiği yok, hiç olmazsa kafaları açılsın çocukların. Sırf Wild World’e şu yaklaşımı için bile en az 3 sezon hak ediyor. Başlayın devamı gelir zaten.

Spaced


Dayadınız İngiliz dizilerini gidiyorsunuz diyeceksiniz ama el mahkum. Simon Pegg, Nick Frost ve Edgar Wright ile son patlamasını yaşayan adanın absürt komedisinde çatlaklığın zirvesidir Spaced. Gerçi Nick Frost’u, Man Stroke Women zamanlarından bilen ve takip edenler için Spaced bile hafif kalır ama o kadarını da her bünye kaldıramayabilir. Lise boyunca gençliğe Skins verdik mi? Ok, o halde üniversite 1 için de reçeteye Spaced yazıyoruz.

Biz Size Aşık Olduk

biz-size-asik-olduk
Coupling’in aşırı normalleştirilmiş halini düşünün, tabii ki içindeki sex ile ilgili diyalogları çıkarın, Türkleştirin işte… Tatlı bir diziydi Biz Size Aşık Olduk. Dönemin vahşi reyting anlayışı ve vizyonsuz dandik televizyon yöneticeleri sayesinde sürekli günü, saatleri değiştirildi sonunda yayından kaldırıldı. Beyaz ve Meltem Cumbul’a, Erdem Akakçe, İlker Aksum, Görkem Yeltan eşlik ediyordu. Bu kadar mı? Bunlar o dönemin yeni jenerasyonuydu. Ekibe destek kuvvet olarak Ayla Algan, Ahmet Gülhan, Şener Şen, Zihni Göktay, Şenay Gürler gibi muhteşem oyuncularıyla Türk dizi tarihinin mükemmel işlerindendi Biz Size Aşık Olduk.

Bored to Death


Nasıl ki bir filmin kıyısında köşesinde bir yerlede Steve Buscemi çıktığında o filmin farklılığını hissediyorsak, bir dizi ya da skeçte de Zach Galifiniakis ya da Jason Schwartzman varsa o diziden başka kafalar bekliyoruz. Amerikalıların HBO aracılığıyla İngilizlerle baş edebildikleri dizi sektöründe kısa süreli de olsa farklı bir kahkaha tadı bırakmıştı Bored to Death. Nasıl desek Seinfeld’i ve Curb Your Enthusiasm’i beğendiyseniz Bored to Death’e de mutlaka şans vermelisiniz.

The it Crowd


Zamanında şu anda yayın hayatında olmayan Show Plus tarafından yayınlanan efsane komedi, delilik ve dahilik arasındaki ince çizgi cümlesiyle tanıtılıyordu. Bugün bile gif dünyasında hâlâ hizmet veren bir çok görsel bu çılgın diziden kopup gelmektedir. Bir gökdelenin zemin katında faaliyet gösteren it departmanı ve asosyal kişilik bozukluğunun zirvesindeki karakterleriyle tam bir klasik olan diziyi izlemediyseniz çok şanslısınız. Keşke bizler de henüz izlememiş olsaydık da o ilk günkü keyifle her şeye yeniden başlasaydık.

Flight Of the Conchords


Şimdi efenm bir müzik grubu var çalan söyleyen bilen bilir, bir de bu adamların komedi dizileri var. İkisini iç içe getirip müzikal bir komedi yapmışlar. Haliyle ortaya bambaşka bir iş çıkmış. Herkesin beğeneceği bir kafa değil kabul, ama hayranları için bu dizi tam bir başyapıt. Aslında gerçekten de şahane bir kafa, iyi zaman geçirmek için kuru kuru dizi izlemek yerine, dizi + muhteşem şarkılar da dinlemiş oluyoruz.

Bates Motel

bates motel en iyi diziler
Kült film Psycho ve Norman Bates’i bilenlerin yabancılık çekmeyecekleri, nedense hak ettiği ilgiyi göremeyen dizilerden Bates Motel. Hak ettiği ilgiyi görememiş madem öyle kalsın diyenlere dizide Vera Farmiga da var diyelim, belki fikirleri değişir.

Lilyhammer

lilyhammer
Kışı seviyorsunuz ama kış gecelerini daha da keyifli hâle getirmek istiyorsunuz… Diziniz Lilyhammer! Fargo desenli süveterlere, sürükleyici bir polisiye ve yandan çarklı bir gülümseme eşlik edecek. Kar, kış, heyecan derken dakikaların nasıl geçtiğini bilemeyeceksiniz. Buradan diziyi iptal eden Netflix’e sesleniyoruz, sonunuz Black Mirror’daki Başbakan Michael Callow’a döner inşallah.

Black Mirror

black-mirror
Laf gelmişken değinmeden geçmeyelim, gösteri toplumunun geldiği halleri, kapitalizmin vatandaşa ettiklerini, insani hırsları ve genel olarak bela yaratan toplumsal düzeni bazen Fight Club bazen de içinden çıkılmaz bir distopya tadında yeren Black Mirror listenin en çarpıcı işlerinden. Sadece “domuz” fikri için bile izlenmeyi hak ediyor. Sahiden elin Batılısı başbakan, cumhurbaşkanı, kral, kraliçe demeden yönetici kitleyi ne hallere sokuyor, biz ülkede nelerle uğraşıyoruz.

Bonus: Broen’in muhteşem açılış parçası

Yorumlar

Henüz hiç yorum yapılmamış.